Öne Çıkan Yayın

yan yan yan

15 Ağustos 2016 Pazartesi

biz dostu da düşmanı da elbet biliriz





birer birer biner biner biner ölürüz 
yana yana ahh döne döne yine geliriz ay canım 
biz dostu da düşmanı da elbet biliriz 
vurulup düşenler canım darda kalmasın ay gülüm 

çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı 
çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum 
ve kederin 
ve solgun yüzlü işçilerin üzerine 
dağbaşlarının hırçınlığı savruluyor benden. 
çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin 
çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak 
miting afişleri 
cesur pankartlar 
ve binlerce militan 
derin denizlerin aydınlığı 
zorlu sabahlar 
gökyüzü ve lâle 
sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata. 

çünkü ben sevdiğim kızı 
yaşamak gibi 
ki şiirini yazamayan 
ve türküsünü söyleyemeyen halkım gibi 
binlerce ve binlerce kurşunlanan halkım gibi 
zincirlere vurulan 
savaşlara yollanan 
vergilere bağlanan halkım gibi 
felç olmuş yalnızlıklara bırakarak 
büyük acıların ve gözyaşının içine bırakarak 
şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı 
devrim türkülerini 
ve başkaldırmayı öğreten dudaklarını 
bir kere olsun öpemeden 
bir kere olsun tutamadan kaygısızca 
serin bir yaz gecesi gibi ürperen ellerini 
hatta boynunu ve ayak bileklerini 
bilemeden bilemeden bilemeden 
vurdum yüreğimi şanlı kavgaya 
barışın ve özgürlüğün dağlarına yürüyorum işte 

yiğitsen uslandır beni 
ey yasakların 
kahpeliğin 
ve soygunların koruyucusu 
türkü çağıran kızlarımı sustur 
ve kahraman oğullarımı, 
mezar kaza kaza kederli, kızgın 
tohum serpe serpe hünerli 
ve sömürüle sömürüle bomboş 
ve açlığın 
ve zulmün izlerini 
derin uçurumlarında taşıyan ellerimi 
nacaklara ve tırpanlara sarılan ellerimi 
mavzerlere sarılan ellerimi 
zincirlere vur gücün yeterse. 
ama adına yaşamak dersen 
rezilce 

çatlayan tomurcuğun 
doğan çocuğun çığlığını duymadan 
gül benizli sevgilinin
titreyen göğüslerini öpmeden doya doya 
korka korka 
yana yana 
her gün biraz daha derinden 
her gün biraz daha kapkara duyarak ölümü 
aç ve arkasız 
köpekleşerek 
yaşamak dersen 
bu yürek 
çat diye çatlasın be! 


kirsiz passız arı duru özümüz 
namussuza kanlı hançer sözümüz 
çok uzaktır dostlar bizim yolumuz 
bulana yürüyene bin selam olsun 



gelgelelim parlayan güneşi 
emekçi halkların 
kahraman halkların güneşini 
şehvetle içine dolduran toprak 
şimdi sımsıcak 
şimdi ulaşılmaz 
şimdi olgun meyvalarla dolu 
bahar bahçelerini salmaktadır dünyaya, 
ve gül benizli sevgililerin dudaklarında hayat 
bizi aşka ve kavgaya çağırmaktadır, 
bıçak kemiğe dayandığı 
ok yaydan fırladığı için değil 
bu bezirgan saltanatı 
bu zulüm bitsin diye 

ağaran günler için 
yeni bir dünya uğruna 
yüzlerinde cesaretin onuru 
ve imanlı gücü dövüşen dünyanın 
emperyalizme karşı dövüşen dünyanın 
ve ölüme 
gülerek koşan genç savaşçıların 
al bayrakları dalgalansın 
dalgalansın dalgalansın 
kinle boğuşan yorgun yüreği 
aydınlansın diye anamın. 
felaketler geçirmiş anamın 
dişleri dökülmüş kederli ağzı 
ağlamaya hazır gözleri 
safrası 
ve sonsuz 
ve dağlar eriten sabrı, 
merhameti 
yani bir bütün halinde insanlığımız 
yunsun, arınsın diye duru pınarlarda 
alın terinin namusu kurtulsun diye 
kurtulsun diye sıcak somun 
acı soğan 
ve çiçekli basmalar 
ahdettik 
vefa ettik 
kelle koyduk 
ölen ölür dostlar 
düşmanlar heyy 
kalan sağlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.