Öne Çıkan Yayın

yan yan yan

17 Ağustos 2015 Pazartesi

korkuyorum senden





sana büyük bir sır söyleyeceğim 
zaman sensin

zaman kadındır 
ister ki
hep okşansın 
diz çökülsün hep
çözülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına 
bir taranmış bir upuzun saç gibi zaman
soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi
zaman sensin 
uyuyan sen 
şafakta ben uykusuz seni beklerken
sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi

ah bu söyleyemediğim 
işkencesi hiç geçmeyen zamanın
bu durdurulmuş zamanın işkencesi 
mavi çanaklarda kan gibi
ah bu daha beter işkence 
hiç giderilmemiş istekten

bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
daha beter seni kaçak 
seni yabancı bilmekten
aklın ayrı bir yerde 
gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
tanrım ne kadar ağırdır sözcükler 
asıl demek istediğim bu
hazzın ötesinde sevgim 
hiçbir zararın erişemeyeceği yerde bugün sevgim
sen ki benim saat şakağımda vurursun
boğulurum soluk alıp veremem
tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın


sana büyük bir sır söyleyeceğim
her söz dudağımda bir dilenen zavallı
acınacak bir şey 
ellerin için kararan bir şey bakışının altında
işte bu yüzdendir 
sık sık seni seviyorum deyişim
boynuna takabileceğin bir tümcenin 
o parlakça kalp kristali
kaba konuşmamdan gücenme benim
bu konuşma 
ateşte şu tatsız cızırtıyı çıkaran sudur o kadar


sana büyük bir sır söyleyeceğim 
bilmem ben
sana benzeyen zamandan söz açmayı
bilmem 
senden söz açmayı bilir görünürüm
tıpkı uzun bir süre garda
el sallayanlar gibi gittikten sonra trenler
bilekleri sönerken yeni ağırlığından gözyaşlarının


sana büyük bir sır söyleyeceğim 
korkuyorum senden
korkuyorum yanın sıra gidenden
 pencerelere doğru akşam üzeri
el kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
korkuyorum 
hızlı ve yavaş zamandan korkuyorum senden


sana büyük bir sır söyleyeceğim kapat kapıları
ölmek daha kolaydır sevmekten
bundandır işte benim yaşama katlanmam
sevgilim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.