Öne Çıkan Yayın

yan yan yan

2 Ağustos 2015 Pazar

büyü






varamaz elim 
ayvasına narına can dayanamazken 
kırar boynumu yürürüm 
kurdun kuşun bileceği hal değil 
sormayın hiç 
laaaal 


kara ferman çıkadursun yollara 
yarin bahçesi tarumar 
kan eder perçem. 

olancası bir tutam can 
kadasına belasına sunduğum 
ben öleydim looy. 
elim boş 
ayağım pusu 
bir ben bileceğim oysa 
ne afat sevdim 
bir de ağzı var dili yok 
diyarbekir kalesi 


açar 
kan kırmızı yediverenler 
ve kar yağar bir yandan 
savrulur karacadağ 
savrulur zozan 
bak bıyığım buz tuttu 
üşüyorum da 

zemheri de uzadıkça uzadı 
seni baharmışın gibi düşünüyorum 
seni diyarbekir gibi 
nelere nelere baskın gelmez ki 
seni düşünmenin tadı 

hamravat suyu dondu 
diclede dört parmak buz 
biz kuyudan işliyoruz kaba kacağa 
çayı kardan demliyoruz 

anam sır gibi saklar siyatiğini 
yel der baharın geçer 
bacım ikicanlı ağır 
güzel kızdır bilirsin 
ilki bu bir yandan saklı utanır 
ve bir yandan korkar 
ölürüm deyi 
bir can daha çoğalacağız bu kış 
bebeğim neremde saklayım seni 
hoş gelir 
safa gelir 
ahmed arif'in yeğeni 


doğdun 
üç gün aç tuttuk 
üç gün meme vermedik sana 
adiloş bebem 
hasta düşmeyesin diye 
töremiz böyle diye 
saldır şimdi memeye 
saldır da büyü 


bunlar 
engerekler ve çıyanlardır 
bunlar 
aşımıza ekmeğimize 
göz koyanlardır 
tanı bunları 
tanı da büyü. 


bu namustur 
künyemize kazınmış 
bu da sabır 
ağulardan süzülmüş 
sarıl bunlara 
sarıl da büyü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.