Sen benim hüzün yanımsın.
Güneşin vurmadığı gölgede kalan yanım.
Kimselerin bilmediği kendime sakladığım.
En çok ayazda kalmış olup da
rüzgara savuramadığım,
alıp alıp defalarca sineme sardığım yanımsın.
En çok kanayan yarama
sarmaya çalıştığımsın.
Sardıkça kanayan
kanadıkça sardığımsın…
Sen benim hüzün yanımsın.
Her doğan günle
bir kez daha ümidimi yıkan tarafımsın.
“Olmadı olmayacak” dedirten
hain düşmanımsın.
“Ah çıksa gelse şimdi…” diyecek kadar
kendimi kaptırdığım saflığımsın.
“Çıksa ve gelse, alsa ve götürse…” diye
çırpan kanadımsın.
Ve her defasında kendime kırk kez söyleyip
kırk kez yanıldığımsın.
Sen benim hüzün yanımsın.
Söküp atamadığım umut çiçeklerini
gömdüğüm toprağımsın.
Bahar gelir yeşerir diye
yağmur,
çamur,
kar kış demeden suladığımsın.
Olur da bir gün açarsın diye
beklediğim sevdamsın.
Sevda çiçekleri açar mı bilinmez
ama
umuduna umudumu bağladığımsın.
Sen benim hüzün yanımsın.
Dar vakitte bulup tez zamandaki kaybımsın.
“Ne olur kal benimle” dedirtecek kadar
yalvardığımsın.
“Sensiz hayatı istemiyorum” diyecek kadar
uçurumdan kendimi attığımsın.
Geceyle gündüzümü,
yanlışla doğrumu
karıştıran arafımsın.
Sahi sen benim soldan soldan vuran yanımsın.
Sen benim hüzün yanımsın.
Sensizken
anlamını yitirdiğim hayatımsın.
Bütün kelimelerime yüklediğim
anlamsın.
“Sen” diye başlayıp da
bitiremediğim üç noktamsın.
“Sen, sen ille de sen” diye durup durup
nefes aldığımsın.
“Sen varsan ben varım” dedirtecek kadar
kendimi hiçe saydığımsın.
Kaderi kaderime yazılsın diye her gün
Yaratıcıya yalvardığımsın.
Aklımda,
yüreğimde
ve duamda olansın.
Sen benim hüzün yanımsın.
Bakışına hasret kaldığım,
sesine özlemle bağlandığımsın.
Özlemim,
hasretim,
bakmaya doyamadığımsın.
Bahtıma doğanımsın.
Olmazsa olmazsımsın.
Nefretim,
öfkem,
kinim,
sevincim,
umudum,
düşüm,
rüyam,
hayalim
ama en çok ağlatan,
en çok da kanatansın…
Sen tarifi imkansız aşkımsın.
Cansın…
Candasın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.