Öne Çıkan Yayın

yan yan yan

28 Ekim 2013 Pazartesi

Allahsızlıkların kıyısından





Çocukluğum çıraklıkta geçti, 
kir pas içinde

Gençliğim korsan yürüyüşlerde, 
mitinglerde

Hapse erken düştüm.. 
copla erken tanıştım

Küçük voltalardan bıktım, usandım

şimdi uçsuz bucaksız ovalarda

Adımlarımı saymadan, 

geriye dönüp bakmadan

Usanmadan, bıkmadan

Deli taylar gibi koşmak istiyorum

Ve görüyorsun ki 
aşkı beceremiyorum

Beni kendi halime bırak yavrucum
Ben yolumu nasıl olsa bulurum…

Upuzun çayırlarda yalınayak 
koşmak istiyorum

Saçlarım rüzgara konuk..
yüzüm dağlara dönük

Göğsümün çeperini ölümle sınayan 
esaret
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan 
cesaret
Kıyasıya vursun istiyorum
Koşmak.. 
koşmak istiyorum sevgilim

Dönemezsem 
affet…

Firari gecelerin uzmanı olmuşum
Bütün istasyonlarda afişim durur
Beni bir çocuk 
bile bulur

Dokunma bana 
çıldırırsın

Dokunma bana 
sende ellerin tutuşur

Koşmak istiyorum

Ekzosların, molozların, 
yağmaların kıyısından

Onca insafsızlıkların, 
onca haksızlıkların
Manzarasızlıkların, 
parasızlıkların
Allahsızlıkların kıyısından
Kimseye 
ve hiçbirşeye değmeden
Ciğerlerimi yok edercesine 
koşmak istiyorum

Koşmak istiyorum
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla
Kavgaya karşımadan, 
tutuklanmadan ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına 
koşmak istiyorum
Avucunu son bir defa, 
ağlamadan tutmak istiyorum

Gözlerim yüzüne küskün, 
sazım sevgine suskun.
Saati ayrılığa kurmuşum 
olmaz teslimiyet
ziyan aklım senle bozmuşum, 
içerim 
felaket

Kurşunlara geleyim istiyorum
Ölmek..
ölmek istiyorum sevgilim

Sağ kalırsam 
affet
Firari acıların 
uzmanı olmuşum

Bütün telsizlerde 
adım okunur
Beni bir korkak bile vurur
Dokunma bana 
fişlenirsin
Dokunma bana, 
sende yanarsın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.